Cuma, Ocak 27, 2012

Bir işkembe çorbası klasiği: Rumeli İşkembecisi

Olmadık zamanlarda canım işkembe çorbası çeker. Kandaki alkol miktarından bağımsız, günün herhangi bir saati içebilirim. Hava ve yol koşullarının uygunsuzluğu da beni durduramaz. İşkembe Çin'de olsa gider içerim.

5 yıllık ev arkadaşım ve aynı zamanda suç ortağım "Köfte"yle birlikte kendimizi lapa lapa yağan karın altında Rumeli İşkembeci'sine attık. Bestekar Sokak üzerindeki Rumeli İşkembeci'sini bilmeyen yoktur: Gece eğlenceleri sonrasının uğrak mekanı. Beyaz ışık-absürd dekorasyon-hoşsohbet garson üçlemesiyle olduğu kadar zengin menüsüyle de tat dokularınızı harekete geçiriyor.

İşkembe çorbasının tane-su dengesini daha orantılı hale getirmek için tanesi 1,5; suyu 1 porsiyon işkembe sipariş ettim. Suç ortağım tercihini klasik porsiyondan yana yaptı. Çorbadan bir yudum aldıktan sonra Anadolu'nun ücra bir köşesinde yerel bir yemeği tattıktan sonra ağzını şaplatıp "bunun yanına merlot çok iyi olur" diyen muhterem kıvamında triplere girdim. Merlot yerine cacık aldık tabi ve işkembe çorbasının yanında cacık içen ilk insanlar olarak füzyon mutfağı tarihine geçtik.

"Köfte", işkembe çorbası üzerine bulgur pilavıyla devam ederken, ki performansından dolayı kendisini kutlamak istiyorum, ben ufak bir mola aldıktan sonra ziyafeti cevizli kabak tatlısıyla kapattım. İkişer bardak çayın ardından hesabı ödeyip yola çıktık. Fiyatlar son derece makul, sakatat konusunda limitleri yok. Yenilikçi etoburlar için işkembe kokteyl diye bir çorbaları var. Henüz denemedim ama bir dahaki sefer için gözüme kestirdim.

İşkembe çorbası içmek için siz de sarhoş olmayı beklemeyin, sarımsağını, sirkesini de eksik etmeyin.
Hadi afiyet olsun.
Seyiko a.k.a Food Guerilla







Perşembe, Ocak 19, 2012

KİRİT CAFE-ANKARA


Bugün öğlen benim Buffalo Wings krizim tuttuğu için Ankara Kalesinde Koyunpazarı Sokak'taki Kirit Cafe'ye gittik. Buffalo wings benim Amerika'da tanıştığım ve uzun süre Türkiye'de de aradığım bir tat. Yediğim tavuk kanatlarında aradığım tadı bulamayınca canım buffalo wings istediğinde özel sosuyla evde kendim yapıyordum. Kirit Cafe'yi (tabii ki Amerika'dan sonra) yediğim en iyi buffalo wings'in yapıldığı yer olarak söyleyebilirim.




Kirit Cafe iki katlı zevkli dekore edilmiş bir mekan. İlk girdiğinizden itibaren nezih bir yere geldiğinizi hissediyorsunuz. Açık mutfak size yemeğinizin nasıl hazırlandığını görme fırsatı sunuyor. Giriş kat berjerlerle oluşturulmuş, oturup bir kahve içesiniz geliyor ama biz açız önce karnımızı doyuralım.
 




















Zamanımız kısıtlı olduğu için açık mutfak ve berjerlerin olduğu girişi katını geçip eski kapıların kullanıldığı üst kattaki masamıza geçtik.
 
















Masaya önce ekmek, zeytinyağı ve zahter geldi. Zeytinyağına batırdığınız ekmeği daha sonra zahterle bulayınca ağzınızda lezzetli bir tat oluşuyor. Daha sonra sıcak tarhana çorbası geldi. Ev tarhanası kullanıldığını düşündüğüm çorbanın mayhoş tadı benim çok hoşuma gitti.






















Veeee sıra Buffalo Wings'e geldi :) Gerçekten söyleyecek lafım yok. Biraz acı sevenlerin mutlaka denemesi gereken bir tat. 


























Ben buffalo wings'imi yerken diğer arkadaşlar Kirit Burger yediler. Açıkçası çok lezzetli görünüyordu ama kendi yemeğimden vazgeçemedim. Normal hamburgerden ne farkı var derseniz. Hazır köfte kullanmıyorlar, kendi yaptıkları içinde fıstığın bile olduğu özel bir köfte kullanıyorlar. Kararı bakıp siz verin, ben bir dahaki sefere mutlaka deneyeceğim.



























Kirit Cafe'de fiyatlar çok uygun. Big Chef's vb diğer mekanlarda bir hamburgere 20-30 TL arası verdiğimizi düşünürsek hatta ucuz bile diyebiliriz. Kirit Burger 9 TL, Buffalo Wings ise yalnızca 7 TL
.

Kirit Cafe

Koyunpazarı Sokak No: 60 Samanpazarı  06250 Altındağ/Ankara


Tel: 312-324 09 31


Tavukçu Lokantası

Ankara'nın güzide meyhanelerinden, genci yaşlısı, üniversite öğrencileri-iş adamları, her kesimden insanın gittiği Tavukçu Lokantası hakkında görüşlerimi, önümüzde günlerde ziyaret ettikten sonra aktaracağım. Ömer Hayyam'dan seçme 3 kıtayı da yazmadan bu girişi bitirmek istemedim.

Şarap mimarıdır yıkık gönüllerin
Süzülmüş, tertemiz canı üzümlerin.
Neden şer demişler bu hayırlı suya?
Siz bana bu şerden üç dört kase verin.

Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi,
İki yüzlü softaları dinlemek mi?
Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,
Kimselerin göreceği yoktur cenneti.

Önce kendine gel, sonra meyhaneye;
Kalender ol da gir kalenderhaneye.
Bu yol kendini yenmişlerin yoludur:
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.

Sağlıcakla